08 Ocak 2010

Maykıl bu işi biliyor

Olay, rahmetli Michael Jackson'ın "They Don't Care About Us" şarkısında.Varavaraveridos velivelivelibalis diye bildiğimiz sözlerin ne olduğunu YouTube aracılığıyla ilk defa öğrendiğimde şaşırıp eğlenmiştim. Şarkıda, düzgün bir hayata, "kendisini seven bir eşe ve iki çocuğa" sahipken polis terörünün mağduru olan ve hem buna, hem de genel olarak ortamların bozulmasına isyan eden bir adamın hikayesi anlatılıyor. Adam isyan ederken Amerikan siyasi tarihinden bazı bilindik simaları ve olayları hatırlara çağırıyor; örneğin "Sizin Özgürlük Bildirgeniz bana özgürlük vermişti, şimdi hepsi fos çıktı, acı çekiyorum" diyor, "Hükûmet bu yapılanları görmezden geliyor ama Roosevelt (ikinci seferde "Ma'in Lu'er", yani Martin Luther) hayatta olsaydı bu böyle olmazdı" diyor filan. Arada Tanrı'ya da durumu şikayet filan da var. Tek eksik, tam ortaya kondurulabilecek, "vergilerimi de tıkır tıkır ödüyorum halbuki" gibi bir içeriği olan sözleşmeci bir yakınma cümlesi; onun dışında, dört başı mamur bir haklar özgürlükler söylemiyle karşı karşıyayız.

Jackson'ın ölümünün ardından Ekşi Sözlük'te bu şarkı hakkında yorum yapan bir arkadaş, şarkıcının bu şarkıyı "evrensel alanda dünyanın öteki insanları" için söylediğini iddia etmiş. Gerçekten de bahsettiğim klipte, insana bunu düşündürecek bazı ayrıntılar var: polisler tarafından dövülen insanlar, yüzünde sinekler dolanan Afrikalı çocuk, Tiananmen'de tankların önüne dikilen torbalı adam, vs. Ama yine de bence MJ'nin öyle dünyanın ötekilerinin sesi olması pek mümkün değil; öyle olmuyor. Belki, kişisel köşeyi dönme hikayesini unutup bir an geldiği etnik topluluğu düşünür, Maykıl'ın kendi toplumunun ezilen kesimlerinin sesi olabilme "potansiyeline" sahip olduğu fikrine yanaşabilirdik; ama bu bizi en fazla ulusal alana kadar çıkarıyor. İşi evrenselleştiremiyor, "Jackson'un Dünyanın Öteki İnsanlarına Hitabı" tarzı bir güzellemeyi yiyemiyoruz.

MJ'nin hatırlara bu tarihi figürleri çağırışında, malumu ilam ediyor olma riskine girip ifade edelim, böyle evrensel bir misyonun imkansızlığına işaret eden bir sınırlanım meselesi var: Kendisinin referansları, dünyanın bütün ötekilerini kapsayabilecek kadar geniş bir alana etkili değil. Çünkü bu figürler, klibin başında gösterilen bağlamlarda hiçbir somut etki meydana getiremeyecek kadar Amerikan siyasi tarihine has kişilerdir; Roosevelt'in Tiananmen'de, Ma'in Lu'er'ın da sinekli Afrika çocuğunun derdinde pek bir somut hükmü olmayacaktır dolayısıyla.

Çünkü, bu işler genelde böyledir. Haklar-özgürlükler meselesinde (ki hep blogun değişmez gündemlerinden olmasını dilerim) gücünüze güç katacak evrensel, tarafsız güç kaynakları, etkili "ortak atalar" pek yoktur. Bu konudaki insanlığın, ne bileyim, işçi sınıfının filan "evrensel" olduğu söylenen kazanımları, gerçekleştikleri siyasal bağlamdan yola çıkıp sizin söyleminize gelene kadar kuvvetlerinden çok çok fazla şey kaybederler, kuşa döner aranıza öyle katılırlar. Özellikle biz, Türkiye'de bulunduğumuzdan, bu erime daha hızlı olur. Çünkü Dünya Tarihindeki bazı meseleler sonucu, kendi yerel'imiz, evrensel'den, bir sürü ülkeye kıyasla çok daha uzaktır. Evrensel olan şeyler sandığımız kadar evrensel olmaz çoğunlukla. Dolayısıyla bizim bu meselede muhatap olabileceğimiz, alışverişte bulunabileceğimiz aygıt, kendi küçük devletimizdir. Onunla olan diyalogumuzda da, kendi küçük siyasal bağlamımızdaki geçmiş mücadelelerin ağırlığı kadar konuşabiliriz. ("Bağlam her şeydir" diye bir laf var, belki burada da onu hatırlatabilirim.) İşkenceye Ma'in Lu'er'larla diş geçiremeyiz. "Döviz" geçmez orada. Onunla ancak MJ, kendi devletine diş geçirebilir. Geçiriyor da: Roosevelt, Luther, Haklar Bildirgesi gibi sağlam referanslara dayanan MJ, diğer mahkûmların içindeki "müthiş Amerikalılığı" uyandırmayı başarıyor. Klipte görmüyoruz (diye kalmış aklımda) ama bu söylemiyle amacına ulaşmış olacağını kestirmek pek zor değil.
O muradına eriyor; bize de, kendi tarihimizden pek başarıya ulaşmış, katma değer sahibi örnekler bulup onlarla ikame edemediğimizden, MJ'nin referanslarını çıkarıp masanın üzerine koyduğu yerleri kelivelibalis diye geçiştirmek kalıyor.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails