11 Aralık 2009

"Tender, consoling certainty"

Bir güzel tabir: "Tender, consoling certainty" diyor Michel Foucault. Yani ingilizceye böyle çevrilmiş dediği. Kendi eserinin, insanların tekerine çomak soktuğundan, eski kesinliğin tatlı, rahatlatıcı havasını ortadan kaldırdığından bahisle bunu kullanıyor, ki pek doğrudur. Foucault zaten böyle darb-ı meselleriyle bilinse yeridir; biz, birkaç sayfalık ortalama bir Foucault metninin ingilizce çevirisinden bile onlarca indie müzik grubu adı çıkabileceğini tespit etmiştik: Consoling certainty, obscure fragments, technologies of control, historical ahistoricity, endless murmurs of past discourses falan diye gittikçe gider (Örnekler kötü oldu, şu anda hatırlayamadığım bir dolu örnek vardı. Belki ilerde bunlar bir şekilde derlenebilir.)

Tabir, L'Archéologie du savoir (Bilginin Arkeolojisi) kitabının sonunda geçiyor. O bölümün tamamını, hayali bir eleştirmeniyle röportaj formatında kaleme almış. Aynı ifade, "Politics and the study of discourse" adlı makalesinde de geçiyor. Bu makale kitabın son bölümüne hayli benziyor, hatta sanırım onun biraz düzenlenmiş hali. Yine soru-cevap ekseninde yazılmış bir makale ama sorulan soru biraz farklı. Böyle böyle diyorsunuz, eleştirel perdeden önünüze gelen verili gerçek pozörünü şakkadanak yıkıyorsunuz amma, böyle yaparak arada ilerici bir siyaset olasılığını da tümden ortadan kaldırmış olmuyor musunuz? diye soruluyor bu sefer. Soruyu biraz rafine ettikten sonra ayar faslına geçiyor. Anlatıyor da anlatıyor bu sorgulayıcılığıyla neden ilerici siyasetin temellerini ortadan kaldırmak şöyle dursun, ona dadanmış sarmaşıkları keserek ilerici siyasete taze bir nefes üflemiş sayılması gerektiğini.

Aslında eserinden önceki kesinlik halinin pışpışlayıcı ikliminden insanları çıkarmak paydasında düşünecek olursak, Foucault ne ilktir, ne de istisnadır. Bahsettiği türden bir eleştirellik ve onun mahsulü olarak verili olanın aslında hep orada öylece durmamış olduğunu ortaya serme işi, birazcık kayda değer olan -ve belki de Hegelyen olmayan- her düşünürün alamet-i farikasıdır zaten. (En azından herkes, karmaşıklığın giderek arttığını bilir; daha kesin bir durumun hemen hemen her zaman daha eskide yer alan bir durum olduğunun bilincindedir. Tam aksi çağrışımlarına rağmen muhafazakârlık "bile" -eleştirelliğin aksine eski kesinlik halini özlemle anmakla beraber- eskiden daha az kesin ve daha az teselli edici bir evrede bulunduğumuzun bilincinde olur aşağı yukarı; bu ayrılıktan beslenir ve kendisi de bir yandan bulanıklaşmayı artırır.) Foucault'nun yeri hep ayrı, onu inkâr etmeyeceğim. Ama sonuçta bir ekibin içinde duruyor, onu diyorum. Kayda değer dediğimiz düşünürlerin hemen hepsini kapsayan çok büyük bir ekip: Eleştirellik idman yurdunun oyuncularından birisi. Hepsi 'tender, consoling certainty'nin karşısına konumlanıyor.

Bunları yazarak kesinliğin bir daha geri gelmemek üzere gittiğini mi ima ediyorum? Böyle bir eşik aşıldı mı, aşılmadı mı, onu söylemek çok zor. (O söylenebilirse zaten kesinlik aşılmamış oluyor bir yerde.) Pek altından kalkılabilecek bir tartışma değil. Eskinin daha kesin halini de ne olumluyorum, ne kurtulunmuş bir kısıtlama olarak görüyorum. Ben yalnızca sözün güzelliğine tav oldum. Okuyunca zihine birilerinin bir el verdiği ve onu bir yerden bir yere getirdiği deneyimlerden biriydi. Siz onu bir de tırnakla kardeşlerinden ayrılmış üç kelime halinde değil de, makalenin içinde, hatta Foucault'nun hayali eleştirmene verdiği ayarının tepe noktasına çok yakın konumdaki cümlesinin kilit taşı olarak okuyun; aynı tadı alacaksınız eminim. Ancak böyle ifade edilebilir. Bir ifade ancak bu kadar tetikleyici olabilir.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails