Soru: Hazır nesnelerinize geri dönelim. Çeşme'deki R. Mutt imzasının, pisuvarın üreticisine ait olduğunu düşünüyordum. Ama Rosalinda Krauss'un yazdığı bir makalede, R. Mutt'un Almancada Armut (yoksulluk) kelimesiyle yapılmış bir oyun olduğunu okudum. 'Yoksulluk', Çeşme'nin anlamını tamamen değiştiriyor.
Marcel Duchamp: Rosalinda Krauss? Şu kızıl saçlı olan mı? Alakası yok. İnkâr edebilirsin onu. Mutt, sağlık ürünleri yapan Mott Works firmasından geliyor. Ama Mott [Mott Works'e] çok yakın olduğundan, onu Mutt'a çevirdim; çünkü o sıralarda gazetelerde herkesin bildiği Mutt and Jeff diye bir karikatür serisi vardı. Daha başlangıçtan itibaren ona benziyordu: Mutt kısa ve şişman bir adamdı, Jeff ise uzun ince... Richard da tuvalet için iyi bir isim ama! Yani yoksulluğun tam tersiydi aslında [Richard'daki 'zengin' anlamına gelen rich sözcüğüne gönderme yapıyor]. Ama o bile değildi, sadece R. -- R. Mutt.
S: Peki Bisiklet Tekerleği hakkında nasıl bir yorum yapılabilir? Onu devinimin sanat eserine entegre edilmesi olarak mı görmeli? Yoksa Çinlilerin tekerleği icat etmesi gibi bir temel bir kopuş noktası mı?
M.D.: O makinenin, sanat eseri görünümünden kurtulmak dışında hiçbir amacı yok. Öyle anlık bir fikirdi, onun sanat eseri olduğunu ben söylemedim. Sanat eserleri yaratma tutkusunu kaldırıp atmak istedim hatta. Eserler neden sabit olmalı ki? Aklıma o fikirden önce tekerlek geldi. Öyle yaygara koparma, 'Ben bunu yaptım ve bunu daha önce kimse yapmamıştı' deme gibi maksatlar olmadan... Ayrıca orijinali hiç satılmadı.
S: Şu balkona asılı geometri kitabına [1] ne demeli? Bunun uzayı ve zamanı bir araya getirmekle alakalı olduğunu söyleyebilir mi? "Uzay geometrisi" üzerine bir kelime oyunu ve "zaman", yani güneş ve yağmurun kirabı dönüştürmesi?
M.D.: Hayır, hayır, sadece hareket ve heykeli birbirine katma fikri... O bir şakaydı. Saf bir şaka. İlkelerle dolu kitabı aşağılama...Bourdieu de "Artık," diyor, "sanat eserini takdis eden, onu koruyan, inceleyen kurumların -okulların, müzelerin, galerilerin, kliklerin, akımların-; sanat alanında çalışan insanların; sanatı beğenen, takdir eden, tüketen kitlelerin sayısı öyle arttı ki, yorumlayıcılarla sanat eserinin kendisinin ilişkisi çok daha kapsamlı hâle geldi. Öyle ki, eser üzerine söylem yalnızca ona eşlik eden, onun algılanmasını sağlayan yan bir unsur olmaktan çıkıp sanat eserinin, onun anlamının ve değerinin üretimi sürecinin bir parçası hâline geldi." Bu alıntı da bahsettiği sürecin zirve noktalarından biri olmuş. Benzeri gönderme avcılarını, 'aykırı okuma' saplantılarını ülkemizde de gözlemlemek mümkün. Ben bu hususta "feminist okumaları" her zaman tek geçiyorum.
---
[1] Bu geometri kitabı meselesi, Duchamp'ın Valizdeki Kutu adlı eserinde fotoğrafını kullandığı bir şey. 1919 senesinde Duchamp Buenos Aires'teyken yeni evlenen Paris'teki kızkardeşiyle kocasına bir geometri kitabı alıp balkona asmalarını söylemiş; "Rüzgâr kitabın sayfaları arasında dolaşsın, kendi problemlerini seçsin, sayfaları karıştırıp yırtsın" diye. "Program notuna" da "Eser yapımı esnasında yok olmuş ve ondan geriye bir tek fotoğraf kalmış" diye eklemişler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder